Eflani’de eczanemin olduğunu, Safranbolu’da ikamet ettiğimi, biricik evladımı da Karabük TED Koleji’ne gönderdiğimi herkes biliyor.
Safranbolu Ekspres’e yolladığım ilk ‘selam’ yazımda canımı Karabük’e, malımı Eflani’ye, evimi de Safranbolu’ya emanet ediyorum, demiştim.
Mesleğimi ve bu mesleği Eflani’de icra ediyor olmayı çok seviyorum. Ama şu fani dünyada, mesleğimin bana kattığı insanî merhamet duygusundan faydalanan birileri daha var: Yaradan’dan ötürü sevdiğimiz tüm hayvanlar!
“Merhameti olanlara Rahman olan Allah merhamet eder. Yerde olanlara da merhametli olun ki gökte olanlar da size merhamet etsin.” (Tirmizi, Birr, s. 16)
Artık herkes biliyor Eflani’deki yaralı, kör, topal kedi ve köpekler bana emanet.
Bir sene üç aydır Eriklik mevkiindeki Safran villalarında oturuyorum. O beni, ben onu çok sevdiğimiz için Eflani’den getirdiğim bir Sibirya kırması ve oğlumuza yavruyken aldığımız bir Golden olmak üzere iki köpeğim var. Her ikisi de gayet sakin ve uysal olmalarına rağmen ne de olsa hırlıya hırsıza havlamaları bazı komşularımı rahatsız edip şikayete sebep oldu.
Hayvan sevgim farkında olmadan, komşularımın huzur ve rahatlarını bozacak şekilde tecelli ettiği için başta Canlı ailesi olmak üzere tüm komşularımdan özür diliyorum.
Sayın Safranbolu Belediye Başkanım Dr. Necdet Aksoy,
Şikayet söz konusu olunca kapıma gelen belediye zabıtalarına, barınak sorumlusu Veteriner Hekim Kubilay Bey’e ve orman koruma memurlarına sizin nezdinizde gösterdikleri anlayıştan dolayı teşekkür ediyorum.
Herhangi bir kurum, kuruluş veya dernek aracılığı olmadan tek başıma Safranbolu’daki hayvanlara da elimden geldiğince yardım ederek barınak adına verdiğiniz teşekkür belgesinin yüzünü kara çıkarmayacağıma söz veriyorum.
Bu arada yaklaşık iki aydır yeni ev aramama müsaade ederek bana yardımcı olan ev sahibim Sayın Ahmet Pehlevan’a da teşekkürü bir borç bilirim.
Sayın Rektörüm Prof. Dr. Burhanettin Uysal,
Siz bu şehre yüksek öğrenim hizmeti vermek için geldiniz. Ben de doğup büyüdüğüm ve yüksek öğrenim gördüğüm şehir olan Ankara’dan Eflani’ye sağlık hizmeti vermek için geldim. İlkokul 4’e geçen oğlumu büyüdüğü zaman da sizlere emanet etmek isterim.
Sayın Eflani Belediye Başkanım İbrahim Ertuğrul,
Can havliyle makamınıza koşup yüzü uyuz hastalığından yanmış kavrulmuş bir yavru köpek için bakacak yer yardımı istediğimde Vali Bey’i bekliyor olmanıza rağmen beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.
Sayın Karabük Valim İzzettin Küçük,
Size canımı da, malımı da, evimi de emanet ettim. Ben de elimden geldiğince Allah’ın can verip yolladığı ama akıl verip fikir vermediği, ağız verip dil vermediği bu emanetlere bakmaya çalışıyorum.
“O ki yarattığı her şeyi ne güzel yaratmıştır.”(Secde, 32/7)
Sizi bu güzellikleri paylaşmak üzere yeni taşınacağım evin bahçesine davet ediyorum.
Buyurunuz, geliniz diyorum.
Köpek havlayacak tabii. Ne canı kıymetli insanlarımız varmış, köpek havlamasından hemen rahatsız olup şikayet ediyorlar.
Bizde yapılacak densizliğe Allah’ı alet etmek modadır. İşte Kur’an-ı Kerim’de tam bu esnada lanetini okur bu insanlara. Hani hatırlarmısınız bazı insanlar gecekondularının önüne dikerlerdi Türk bayrağını şimdi diksen direkt yıkım sebebi ya neyse. Daha önce de yazmıştım. En’am suresi 38. Ayetinde: ‘‘Hem yerde debelenen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Biz Kitap’ta hiçbir eksik yapmamışızdır; sonra hepsi toplanır Rablerine haşrolunurlar’’ buyrulmaktadır. Evet Allah hayvanları ümmetinden görmektedir. Kur’ân-ı Kerim’in bazı surelerinin de hayvan adını taşıması ve bunlara şefkat ve merhametle yaklaşmamızı öğütleyen onlarca ayet olması, inancın tesadüflere yeri olmadığını gösteriyor. Bakara (inek), Nahl (arı), Ankebût (örümcek), Neml (karınca), Fil surelerinde şüphesiz ki insanlığa büyük dersler vardır. Kısacası namazımı kıldım ama köpeklerinizden rahatsıızm deyişleri ayıptır. Yazı için teşekkürler Tuğba Hanım…
yaptıkların ve yapmaya çalıştıkların için seni kutluyorum..senin 30 yıllık arkadaşım olmanla da gurur duyuyorum. iyi ki varsın..
ağladım