KİTAPLARIN SESSİZLİĞİ

Kitaplarımı raflara dizdim. Daha doğrusu onlar kendileri dizilmişler. Sanırım sıkılmışlar hep aynı yazarın kitapları yan yana durmaktan, isyan etmişler. Tam da basılmamış arkadaşlarının başına geleni duyunca kahretmişler, kendilerini ordan oraya atarlarken kim bilir kimler aynı rafa dizilmişler:

Jules Verne, Denizler Altında 20.000 Fersah yapmış ama Babam Aşkale’ye gidememiş.

Frida, Kurtlarla Koşan Kadınlar’dan biri olmuş, Allah’ın Kızları ise Suç ve Ceza’yı bulmuş yanı başlarında.

Kadınlar ve Kentler, Yediçınar Yaylası’na sırtlarını dayamışlar, Seyahatname’sinde anlatsın diye Evliya Çelebi’ye havale etmişler.

Drina Köprüsü’nün etrafında yaşanan aşklar, Kolera Günlerinde Aşk’ı kıskandırmak için Özdemir Asaf’ça davranıyorlar.

Orhan Veli’nin Bütün Şiirleri, Türkülerden Seçmeler’le beraber Kırmızı Pazartesi günü halay çekmeye başlamışlar.

İki Yıl Okul Tatili, Susuz Yaz’a denk gelmiş, Açık Hava Oteli’nde konaklanmış.

Küçük Ağa, Cyrano de Bergerac’la düello ederken, Pir Sultan Abdal maniler söylemiş.

Boyalı Kuş, Yunus Emre dergâhına konarken, Ölü Ozanlar Derneği, Doğu Öyküleri’ne öykünmüş.

Elif Şafak tiraj kaygısı ile siyaha döndürmeden önce Aşk kitabının pembe kapağını, Polyanna’cılık oynarken yakalanmış.

Cahit Sıtkı Otuz Beş Yaş Şiiri’ni Drina’da Son Gün okurken, Yuvarlağın Köşeleri gelip Gezi Yazılarında Eflani’yi bulmuş.

Salkım Hanım’ın Taneleri Safranbolu’da Lüzumsuz Adam ile yaşamış durmuş.

Dadaloğlu, Türk Basın Tarihi’ni şöyle çığırmış: Kurt Kanunu.

Dünya Çocukların Olsa demiş İnce Memed, Savaş ve Barış nic’olurdu acaba?

Karılar Koğuşu saatlerini Safranbolu’da Eski Bir Güneş Saati’ne göre ayarlamışlar.

Yağmurlar ve Topraklar, Ümit Yaşar’ın Şiir Denizi’ne akmış, şiirler derya olmuş Vatan Yahut Silistre diye haykırmış.

Anne Frank’ın Hatıra Defteri “Ben yandıktan sen yandıktan sonra çocuklar öldürülmüyor, şeker de yiyebiliyorlar değil mi?” diye sorunca Nazım’a; Mavi Bir Köpeğin Gözleri benzeri gözlerinden bir damla yaş akmış, Kurtuluş Savaşı Destanı raftan kendini atmış.

Ve Böyle Buyurmuş Zerdüşt: YÜZYILLIK YALNIZLIK!

KİTAPLARIN SESSİZLİĞİ” için bir yorum

  1. Sevgili Tuğba Turan, anlam yüklü bir yazıydy yine…Yağmurlar ve Topraklar, Ümit Yaşar’ın Şiir Denizi’ne akmış, şiirler derya olmuş Vatan Yahut Silistre diye haykırmış.

    Anne Frank’ın Hatıra Defteri “Ben yandıktan sen yandıktan sonra çocuklar öldürülmüyor, şeker de yiyebiliyorlar değil mi?” diye sorunca Nazım’a; Mavi Bir Köpeğin Gözleri benzeri gözlerinden bir damla yaş akmış, Kurtuluş Savaşı Destanı raftan kendini atmış.

    Ve Böyle Buyurmuş Zerdüşt: YÜZYILLIK YALNIZLIK!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s