DÜNYAYA MEKTUPLAR: SAYIN TRUMP

Tanıdığınız en ünlü veya kötü şöhretli kişi kim?

Sayın Trump,

Diğer mektuplarıma ‘Sevgili’ diye başlarken size sevgili demeyeceğim. Aslında size ‘Sayın’ diyerek sizi saymak da istemiyorum. Sizi Amerikan başkanı olarak görmek de istemiyorum. Siz benim 2024’teki en büyük hayal kırıklığımsınız. Ama resmi seçimlerin sonucu olarak bir kez daha Amerikan başkanı seçildiğiniz için size Sayın diye hitap etmek zorundayım. Bu uzun girizgâhtan sonra neden benim en büyük hayal kırıklığım olduğunuzu açıklayayım. Diğer hayal kırıklıklarım olarak ülkemde ve dünyada yaşanan olayları, giderek artan her türlü şiddeti, özellikle kadınlara karşı uygulanan şiddeti, kadının yok sayılmasını, kadınların yerlerinden yurtlarından edilmesini, insanların topraklarına göz dikilip savaş çıkarılmasını filan saymaya kalksam, bu mektubu yazamam.

Trump, siz bir kadın düşmanısınız. Bilimsel deyimiyle misojinistsiniz. Bunu herkes biliyor, inkâr etmeye gerek yok. Ülkenizdeki insanların size oy vermeyeceğini hayal etmiştim. Ama demek ki Amerikan halkına da fazla paye vermişim. Demek ki ülkenizdeki insanlar da sizin gibi faşistler. Irkçılar. Sadece kendilerinin ileri gitmesini istiyorlar. Azınlıkları yok sayıyorlar. Herkes çoğunlukta ve güçlü tarafta olduğu zaman mutlu. Dünyanın en zengin adamı olan Elon Musk‘ın da sizin yanınızda yer almasına şaşmamak lazım. İnsanın çok parası olması demek dünyanın, insanlığın, gelecek nesillerin geleceğinin iyiye gitmesini istiyor olmasını gerektirmiyor. Gelecek nesiller gelmese de olur. Yapay zekâ var ya! Çok parasına daha çok para katabilmek için dünyayı kaos içinde bırakması, savaş çıkarması ve bütün iletişim ve bilgi sistemlerinin onun elinde olması gerekiyor. Gerçi insan onun kadar çok parası olunca Varyemez Amca orijinal ismiyle Scrooge McDuck gibi milyar dolarlardan oluşan bir havuzun içinde yüzebilir. Bu kadar çok para kime ne fayda getirir o da bilinmez.

Kadınlardan nefret eden, onların yaptığı ince işleri kendileri yapamadığı için onları hor gören, kıskanan ve aşağılamaya çalışan insanlarla, özellikle erkeklerle ülkemde de karşılaştım. Geçenlerde kaldırıma sokak köpekleri için mama dökerken aklıma geldi. Bir zamanlar kaldırıma mama döktüğüm için beni azarlayan birisi vardı. Ben sokak köpeklerine baktığım için onun görev tanımına dahil olan bu sokak köpeklerine bakma işini yapamadığı ortaya çıkıyordu. Böylece kendi açığını ortaya çıkardığım için bana kızmış hatta bana bağırmıştı. Bana bağırırken hırslanarak oturduğu yerden kalkıp iki adım atmıştı. Eğer etrafındaki adamlarından birisi tutmasaydı kim bilir üzerime bile yürüyecekti. Ama ben savunduğum konuda o kadar haklıydım, ayaklarımı yere o kadar sağlam basıyordum ki hiç geri vitese takmadım. Bir kadın olarak, erkek egemenliğinden fazlasıyla nasibini almış bu neandertalin karşısında geri vitese takmayışım karşımdakini daha da çok sinirlendirdi. Çünkü siz kadın düşmanı erkekler, kadınlardan nefret ederseniz. Ama haklı kadınlardan daha çok nefret edersiniz. İşçi kadınlardan ne kadar nefret ettiğinizi yazmaya ise kelimeler yetmez.

Siz her türlü işçiden nefret edersiniz. Siz fabrikalarınızla trilyonlarınıza trilyon katarken insanların işçilik değil kölelik sistemi içinde çalışıp sadece fabrikanın çarklarını döndürmesini beklersiniz. Erkek egemenlik bunu gerektirir. Ağalık bunu gerektirir. Ağa gölgede oturur nargilesini tüttürürken, marabalar güneşin altında tüte tüte çalışır. Ağa kışın sobanın başında oturur kestanesini çatlatırken, işçiler soğukta elleri çatlak çatlak olana kadar çalışır. Siz ağalar ve beyler bu düzen hep sürsün ve düzülen değişse de düzen hiç değişmesin istersiniz.

Gün gelir, bu yaptıklarınıza baş kaldıran yazarlar-şairler-düşünürler-gazeteciler çıkar. Bir adam bir cümle söyler. Bir kadın sol yumruğunu havaya kaldırır. Bir bayrak havalanır. Bir kuş uçar kanadında bomba değil sevgi taşıyarak. İşte siz ve sizin gibilerin engel olamayacağınız tek şey budur.

Gün gelir, bu yaptıklarınıza baş kaldıran yazarları-şairleri-düşünürleri-gazetecileri hapsedersiniz. Özgürlüklerini ellerinden alabilirsiniz ama özgürlüğü düşünmelerine, hayal etmelerine engel olamazsınız. Dünyada açlıktan kırılan insanlar olmasa çok zengin olamayacak sizler, fakirliği bitirmezsiniz ama fakir bir çocuğun sıcacık bir pastanede bir dilim çikolatalı pasta yeme hayaline engel olamazsınız.

Hayalimizdeki bu zenginlik sizin asla anlayamayacağınız bir zenginliktir. Çünkü Elon Musk gibi sizin peşinizden giden diğer adamlarınızla siz, uçaklarınızda sağlıklı diye yalan söyleyerek o hamburgerleri ve patates kızartmalarını yerken, bir fakir, sobası üzerinde tüten çaydanlığından bir bardak çayını içer, ailesinin huzuruyla mutlu olur. Parayla devlet başkanı, bakan, milletvekili olunur ama parayla huzur satın alınmaz.

Benim ülkemde de sana benzer, senin fikrinde, senin gibi paraya tapan tek adam pardon adamlar yaşıyor. Hatta kadınlara düşman olan kadının gücünden ve varlığından korkan tek adam pardon adamlar yaşıyor. Kendi gölgesinden bile korkan, etrafında zırhlı ve silahlı güçler olmadan şuradan şuraya adımını bile atamayan tek adam pardon adamlar yaşıyor. Medeniyet denen tek dişi kalmış canavarın zırhlı Mercedes arabalarından ziyadesiyle faydalanırken, kadın cinayetlerine hiç ses çıkarmayan, ülkemde tek dişi bile öldürülse yirmi tırnağım yakanızda diyemeyen bir adam bu. Adam dediysem, lafın gelişi.

Biz kadınlar içimizde magma gibi kaynayan bir güce sahibiz. Bunu bildiğiniz için bizi toplum hayatında geri plana itmek hatta toplumdaki yerimizi silmek istiyorsunuz. Ama bir kadının içindeki yanardağ, bir krater ağzı bulup taşmayagörsün o zaman onun önünde asla duramayacağınızı biliyorsunuz. Derler ki “Başarılı bir erkeğin arkasında her zaman bir kadın vardır.” Ama demeliler ki:

“Başarılı bir kadının arkasında onun yolundan çekilmiş başarısız bir erkek vardır.”

Son sözüm şudur: Bütün erkekler aynı hızla kirleniyordu. Birinciliği Amerikalı faşist bir beyaza verdiler.

 

Yorum bırakın

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑