En çok hangi mesleği seviyorsunuz, neden?


En çok küçük bir ilçede mesleğimi yapmayı seviyorum.
Çünkü, eczaneye gelenlerin ablası, kızı, teyzesi oluyorsunuz ve insanlar size hikâyelerini anlatıyorlar.
Eğer çayınız varsa esnafa çay verebiliyor, henüz demlenmediyse siz onlardan çay alabiliyorsunuz.
Yeri gelince çevirmen, yeri gelince döviz bürosu, teyzelere bekleme salonu, -hatta bir seferinde- üst değiştirme kabini bile olabiliyorsunuz.
Hastanaden intraketi çıkarılmadan gelen hastalara hemşire, yaramaz çocuklara dadı, ilacını hemen içmek isteyenlere sucu olabiliyorsunuz.
Sokak hayvanlarına bir yiyeceklik durak, görünür bir yaraları varsa onlara bir yardım eli olabiliyorsunuz.
Öğlen yemek saatine denk gelen misafirleri sofraya buyur ediyor, gece nöbetçiyken kız kınasından çıkmış ahbaplarla karpuz yiyebiliyorsunuz.
Eczanede çalışıp evlilik sebebiyle ayrılan kadın elemanlarınızın ve onların çocuklarının ziyaretiyle şenlenip raflardaki satılık olmayan oyuncaklarla beraberce oynayabiliyorsunuz.
Çocukları ve dahi büyükleri organize edip eczanenizi mevsime göre kardan adam veya rengarenk güneş çizimleriyle süsleyebiliyorsunuz.
Mahalle çocuklarının kütüphaneden sonraki uğrak yeri olup onlar için bir çocuk kitabı yazmış olmaktan gurur duyabiliyorsunuz.
İnsanların size anlattığı hikâyeler, anılar, söyledikleri atasözleri ve ilginç cümlelerle yazdığınız Safranbolu romanına renk katabiliyorsunuz.
Sadece bir eczane değil bir kitabevi, bir psikolog, bir sırdaş, bir yedd-i emin olarak işlev yapabiliyorsunuz.
Elemanlarınızla şarkılı türkülü neşeli mesai saatleri yaşayabiliyorsunuz.
Ne mutlu benim gibi yaptığı işi seven insanlara!

Yorum bırakın