2009 yılı... Mevsimlerden kış... Aylardan hangi ay bilinmiyor... Sıcacık erik/tarçın çayı var.. Poğaçaları dünden pişirdim taze... Buyurun... Önce iptal oldum. Okuyunca inanamadım. Piraye'nin resimlerini görünce hepten kalakaldım. Zamanımızın her şeyi görüntü ile bir düşünen insan yapısından nasibini az da olsa almış olarak, bir adamın, hele ki Nazım gibi bir adamın isminin heybetinden dolayı, Piraye'nin de... Okumaya Devam et →
ÇOCUKLAR ÖLSÜN…
Bu dünyada bir avuç salak kaldık. Ne bileyim bazı şeyleri kafaya takıp üzülen insanlar işte. Japonya'nın Taiji bölgesinde yunuslara eziyet ederek öldürüyorlar mesela. Nehirler kan gölüne dönüyor. Fotoğrafları var. Ya da Çin'deki köpek yeme festivaline karşı çıkmak istiyoruz. Diyeceksiniz ki Hindistan'da da inekler kutsal ve biz de onları yiyoruz. Ama size ne, öyle değil mi?... Okumaya Devam et →
AROUND THE WORLD IN 80 DAYS WITH SANTA CLAUS
After last year's interview with the vampire, oh sorry with Santa Claus, I recieved an e-mail from Santa this year. He was inviting me as co-pilot to his sledge because there were so many packages to deliver. I was so eager to travel with Santa so I really appreciated his invitation and I said "yes".... Okumaya Devam et →
BİR KİLO GREYFURT
Bu kısa hikaye 18 Mayıs 1991 tarihli AVNİ dergisinin 'Mizah Öyküsü' bölümünde yayımlanmıştır. Karadantel sokağına en son girerdi hep çöp kamyonu. Çöpçüler gündüzden arta kalan kırık kalpleri süpürürlerken penceresine flüoresan lamba ışığının hala yansıdığı tek bir kişi vardı: Sokağın en pasaklı insanı, bütün o kalp kırıklarını camından aşağı silkeleyen kızdı o. ‘Onu seviyorum’ diyerek yaslandı... Okumaya Devam et →
