SEYFETTİN EFENDİ’NİN EFLANİ SEYAHATİ

Seyfettin Efendi evimize geldi, hoş geldi. Geliş hikayesi burada. Eğer kim bu Seyfettin Efendi derseniz, kendi hikayesi de burada... Bu İstanbul beyefendisinin akıllı olduğu kadar meraklı olduğunu görmüştük. Zaten İstanbul gibi uzun yollardan gelmiş birini civarda gezdirmemek, hele hele iş yerimin bulunduğu nadide ilçemiz olan Eflani'ye götürmemek ayıp olurdu. Yola çıktığımızda Seyfettin Efendi'nin tamamen yabancı... Okumaya Devam et →

SEYFETTİN EFENDİ’NİN GELECEKLE İMTİHANI

SEYFETTİN EFENDİ: 28 Ekim 2014. Saat 13.06.23. Gönderen tarafından kargo denen teşkilata teslim edilişim. Sıkışık mıyım? Evet. Mutsuz muyum? hayır. Her yeni yolculukta bir hayır vardır. Bekliyorum. 28 Ekim 2014. Saat 13.26. Safranbolu'ya gönderilişimin alıcı tarafa haber verilişi. Elektronik ortamda olan her şeyi görebilirim. 29 Ekim 2014. Saat 00.50. Alıcı teşekkürle beraber kargo teşkilatını soruyor. Demek... Okumaya Devam et →

TAŞ VE YUMURTA

Öyküm, Seyfettin Efendi Hikaye tamamlama yarışmasında birinci olmuş ve Gölge e-Dergi'nin Eylül sayısında Devrim Kunter'in çizimiyle beraber yer almıştır.Facebook'tan oy veren herkese teşekkürler. http://issuu.com/golgedergi/docs/golge_derg_eylul_2014_sy_84 * * * 9 Haziran 1923 Belgrad Ormanı, İstanbul. Seyfettin Efendi, ne zaman içine girse hep huzursuzluk dolduğu ormandaydı gene. İki haftada aldığı üçüncü cinayet ihbarıydı bu! İlk ikisinde olduğu gibi... Okumaya Devam et →

DURUP DURURKEN ISABEL ALLENDE

Hiç bir şeyin durup dururken olmadığına inandığım şu dünyada Allende'nin yeni kitabının çıktığını öğrendiğim bir cuma günü, en uzak en yakın arkadaşıma, İpek'e attığım mail'e istinaden, hala Kanada'da olması sebebiyle en uzak arkadaşım olan Alanur'dan ses duymak güzel bir tesadüf değildi, zaten öyle olacaktı ve oldu. Aşağıdaki yazı ise Alanur Çavlin Bozbeyoğlu ile ortak yazdığımız... Okumaya Devam et →

BENİM BABAM TOYOTA’DAN DA SAĞLAM

Benim babam Toyota gibi adam! Halt etmişsin sen! Benim babam Devrim arabaları gibi adam! Hacca gittiği halde karısını başını örtmeye zorlamayacak kadar garplı; ama ta yazlıktan gelirken Mut'ta aldığı benzini deposunda hala durmasına rağmen memleketteki benzin zamlarına ilk o hayıflanacak kadar şarklı düşünebilen.. Benim babam Anadol gibi adam! Dıştan ulaşılmaz sert kaporta görevi yapan bakışları... Okumaya Devam et →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑