Karabük-Safranbolu-Eflani üçgeninde geçen 18 yılımda, burada yaşayan halkın bana anlattığı ve benim ilmek ilmek biriktirip roman olsun diye iplik iplik dokuduğum hikâyelerden oluşan el emeğim göz nurum, Dedektif Dergi’den kalemdaşım Editör-Çevirmen Emel Aslan’ın editörlüğünü, Şair Cenk Kolçak’ın genel yayın yönetmenliğini yaptığı “SAFRANBOLU’DA BİN İKİNCİ GECE” isimli ikinci romanım Duino Kitap’tan çıktı. “Bebeğin ölü doğdu dediler.... Okumaya Devam et →
BİR BAŞBAKAN’A BİR ANNEDEN HAYIR DUASI
Halka mal olmuş kişilerden hangisiyle en çok zıt fikirdesiniz? Bir vardı, bir yoktu. Bir zamanlar bu memlekette bir başbakan vardı… Sayın Başbakanım, size Batı Karadeniz'den selamlar getirdim. Eflani'ye bir metreye yakın kar yağdı. Kimseden bir şikayet duymadım. Herkes kapısının önünü temizledi. Dün belediyeye ait greyderler cadde kenarına birikmiş karları aldı, götürdü. Eksi yirmi altıyı gördü... Okumaya Devam et →
SAFRANBOLU IS NOT A HERITAGE CITY- THE CITY IS THE HERITAGE ITSELF
Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayabilseydiniz neresi olurdu? I’m glad that I live in Safranbolu-Eflani-Karabuk triangle. Safranbolu is a World Heritage city, where my home, with 15 cats and 3 dogs, is. Karabuk is where my son has graduated primary-secondary-high-school. And Eflani is the city where my pharmacy is. The three cities tell me their real... Okumaya Devam et →
KADIN RAPÇİ 3KSİK3T3K’TEN DEDEKTİF DERGİ’YE 50. YIL GÜZELLEMESİ
Oy Dedektif oy Dedektif 50. sayıya ulaştın ne güzel içeriğin hem kalitatif hem kantitatif Verdin yazarıma “polisiye yaz” diye ne güzel direktif Yazdıkları hem gerçek hem fantastik hem de fiktif Bazen öyle şeyler yazıyor ki diyor “what if?” Üzeri yaldızla kaplı olsa da yazı masası masif Elli sayıdır hiç ara vermeden yazıyor yazarım ama edilmedi... Okumaya Devam et →
ŞARKICI DA OLSA, GAVUR DA OLSA SAVUN, YETMEZ AMA SAVUN
Tutturdu ille de benim ahretliği göreceğim, diye. Ahretliğin nerede? Trabzon'da. Biz neredeyiz? İstanbul’da. Yahu babaanne kış var soğuk var. Ne işin var Trabzonlarda? Yazın gidersin. Yok ille de gideceğim. Babaannem bu. Laf dinler mi? Elli sene evvel karayoluyla Hacca giden dedem onu da götürmedi diye iki ineği satıp savıp evdeki diğer malları da gelini olan... Okumaya Devam et →
BİR KEBAPÇIDA İSABEL ALLENDE’YE AĞLANIR MI?
Niye dağların başındaki duman hep pare pare? Neden yol vermez o dağlar yare? Niye o zülüf hep dökülür yüze? Dersini almış da ederken ezber, neden sürme gerekmez sürmeli göze? Burnu fındık ağzı kahve fincanı da, alları ben giydim, sen giy kırmızıyı da, dane dane benlerini de gördük yüzünde, aynalı kemeri de vardı ince belinde. Söğüt... Okumaya Devam et →
MEYDAN
Başkan Vergili; "Karabük' yakışan bir kent meydanı olacak" diyor, 16 Ocak 2014. Fotoğraf kendi sitesinden alınmıştır. Ben de buradan soruyorum: "1 Mayıs'ta bile ayak basamadığımız bir meydan, ne zaman halkın meydanı olacak?" ‘Artık hep kişisel şeyler yazacağım’ demiştim. Ama bugün 1 Mayıs. Sabah Karabük’e iniyorum. Belediye başkanımızın geçen 5 yıllık dönemde yapıp bitirdiği meydan... Okumaya Devam et →
HİÇBİR MAL SİZİN DEĞİL NEYİ BÖLÜŞEMİYORSUNUZ?
Henüz yeni tanışacağı bir topluluğa Nasrettin Hoca fıkrası anlatarak söze başlamak ilk benim yazımda olsa gerek. Ama nedeni basit: Memleketimizde ‘güleriz ağlanacak halimize’ tarzı olaylar yaşamadan gün geçirmek mümkün değil. Eskiden de mümkün değildi, bu aralar hiç mümkün değil. Asıl, adam gibi adam olup gelen rüzgarın seyrine göre dalgalanmadan durmak zor. Zor olanı yapanlara selam... Okumaya Devam et →
SAYIN BAŞBAKANA BİR ANNEDEN HAYIR DUASI
Size Batı Karadeniz'den selamlar getirdim. Eflani'ye bir metreye yakın kar yağdı. Kimseden bir şikayet duymadım. Herkes kapısının önünü temizledi. Dün belediyeye ait greyderler cadde kenarına birikmiş karları aldı, götürdü. Eksi yirmi altıyı gördü Eflani, dediler geçenlerde bir sabah namazından sonra. Kimisinin gürül gürül yanan kömürlü kaloriferleri, kimisinin püf diye sönen küçücük sobalarının ısıtamadığı yine küçücük... Okumaya Devam et →
