Sinema yönetmenlerine çok özenmişimdir. Anlatmak için sayfalarca kelime ile uğraştığınız bir sahneyi, bir anlık görüntüde yakalayıverirler. Lakin kim bilir ne zor iştir yönetmen olmak, çünkü kaprisli yıldız oyuncularından tutun da yardımcı oyuncusu, setçisi, ışıkçısı, senaristi, makyözü, resim seçicisi, kurgucusu kameramanı, hepsi ayrı ayrı ilgi ve dikkat ister. Ya bunların hepsi bir kişide toplanırsa?... Okumaya Devam et →
TAŞ VE YUMURTA
Öyküm, Seyfettin Efendi Hikaye tamamlama yarışmasında birinci olmuş ve Gölge e-Dergi'nin Eylül sayısında Devrim Kunter'in çizimiyle beraber yer almıştır.Facebook'tan oy veren herkese teşekkürler. http://issuu.com/golgedergi/docs/golge_derg_eylul_2014_sy_84 * * * 9 Haziran 1923 Belgrad Ormanı, İstanbul. Seyfettin Efendi, ne zaman içine girse hep huzursuzluk dolduğu ormandaydı gene. İki haftada aldığı üçüncü cinayet ihbarıydı bu! İlk ikisinde olduğu gibi... Okumaya Devam et →
OMLET Mİ HAMLET Mİ?
Annemlerin Bozyazı'daki yazlığına gidiyoruz. Sertavul'dayiz: - Oğlum Eflani gibi di mi burası? - Evet. Eflani daha güzel ama. Daha elektronik! *** - Senin en sevdiğin gösteri hangisi anne? Şu omlet mi? Ya neydi adı? Hamlet? *** Yemekten sonra 'Süt içer misin?' diye soruyorum: - Şimdi içmem. Hem anne, ben içimdekileri karnıma sindirmedim ki daha? ***... Okumaya Devam et →
