YEŞİL GÖZLÜ KEDİM TUBUŞ İÇİN GECİKMİŞ BİR GÜZELLEME

  SAHNE I (Orta yerde bir TV stüdyosu. Eski tip ama pırıl pırıl bir mikrofon; kordonu yok. Arka planda kemerli çerçeveleri ince çıtalarla bölünmüş pencereler. Görüntü hepsinde aynı, hepsi ışıl ışıl çünkü hepsi Beyoğlu.) Sunucu mikrofonun önünden ve dahi kameranın karşısından kaçar. “Mikrofon benim galiba. Merhaba! Adım, yaşım, nereden aradığım önemli değil. Ben sadece bu dünyada... Okumaya Devam et →

HEPİMİZ ‘NE’YİZ ACABA?

Hepimiz insanız. Kabul etmeyen varsa bir adım geri çıksın. Ama hepimiz farklıyız. Dil, dil, ırk vesaire saydırmayın bana. İnsan eliyle yaratılan felaketler harici doğal felaketler hepimizin başına gelebilir değil mi? Van’da deprem oldu. Hepimiz Vanlı mıydık da yardıma koştuk? Peki içinizde hepiniz deprem mi gördünüz? Yardım eden herkes depremzede olamazdı ama binlerce yardım eli koştu.... Okumaya Devam et →

KİTAPLARIN SESSİZLİĞİ

Kitaplarımı raflara dizdim. Daha doğrusu onlar kendileri dizilmişler. Sanırım sıkılmışlar hep aynı yazarın kitapları yan yana durmaktan, isyan etmişler. Tam da basılmamış arkadaşlarının başına geleni duyunca kahretmişler, kendilerini ordan oraya atarlarken kim bilir kimler aynı rafa dizilmişler: Jules Verne, Denizler Altında 20.000 Fersah yapmış ama Babam Aşkale'ye gidememiş. Frida, Kurtlarla Koşan Kadınlar'dan biri olmuş, Allah'ın... Okumaya Devam et →

WordPress.com'da bir web sitesi veya blog oluşturun

Yukarı ↑