SAHNE I (Orta yerde bir TV stüdyosu. Eski tip ama pırıl pırıl bir mikrofon; kordonu yok. Arka planda kemerli çerçeveleri ince çıtalarla bölünmüş pencereler. Görüntü hepsinde aynı, hepsi ışıl ışıl çünkü hepsi Beyoğlu.) Sunucu mikrofonun önünden ve dahi kameranın karşısından kaçar. “Mikrofon benim galiba. Merhaba! Adım, yaşım, nereden aradığım önemli değil. Ben sadece bu dünyada... Okumaya Devam et →
KİTAPLARIN SESSİZLİĞİ
Kitaplarımı raflara dizdim. Daha doğrusu onlar kendileri dizilmişler. Sanırım sıkılmışlar hep aynı yazarın kitapları yan yana durmaktan, isyan etmişler. Tam da basılmamış arkadaşlarının başına geleni duyunca kahretmişler, kendilerini ordan oraya atarlarken kim bilir kimler aynı rafa dizilmişler: Jules Verne, Denizler Altında 20.000 Fersah yapmış ama Babam Aşkale'ye gidememiş. Frida, Kurtlarla Koşan Kadınlar'dan biri olmuş, Allah'ın... Okumaya Devam et →
