Ulan İstanbul kaçma! Yüzünden ne gördüm de arkandan göreceğim. Sen benden uzaklarda çığırırken türkünü, ben burada muhtemelen yalnızlıktan öleceğim. Ulan İstanbul dokunma! Zülfüyare, yarin zülüfü dökülmüş olsa da yüze. O kirli sakallı elli milyon Türk erkeğinden biri olsa da, kaldıramaz senin yokuşlarını bu yorgun kalbim çıkamaz düze. Ulan İstanbul doldurma! Elindeki tüfeği tutma bağrıma bağrıma.... Okumaya Devam et →
