SAHNE I (Orta yerde bir TV stüdyosu. Eski tip ama pırıl pırıl bir mikrofon; kordonu yok. Arka planda kemerli çerçeveleri ince çıtalarla bölünmüş pencereler. Görüntü hepsinde aynı, hepsi ışıl ışıl çünkü hepsi Beyoğlu.) Sunucu mikrofonun önünden ve dahi kameranın karşısından kaçar. “Mikrofon benim galiba. Merhaba! Adım, yaşım, nereden aradığım önemli değil. Ben sadece bu dünyada... Okumaya Devam et →
