I’d love to have met you when you came to Istanbul Büyükada while you were alive. But unfortunately, at that time, I was not even a vitamin in an orange. Even if I could never meet you, I am still in love with you platonically, my dear Trotsky… They don't know you very well around... Okumaya Devam et →
URUSYA’YA ALTINDAN PASKALYA YUMURTASI GÖNDERSEK?
Konu komşudan altın-gümüş takı-tarak-diş ne bulabilirse toplamış, kucağına heybelemiş ayakkabılarını giyerken yakaladım. "Yahu babaanne dur nereye gidiyorsun?" diyemeden fırladı evden. Lafın gelişi tabii ki. Nereye fırlayacak yetmiş sekiz yaşındaki kadın? Şipidik terliklerimi ayağıma geçirip peşinden gittim. "Babaanne nereye gidiyoruz? Nefes nefse de kalmışsın..." "Çekil önümden!" diyor başka bir şey demiyor. Babaannemin güdümlü füze hali bu.... Okumaya Devam et →
How Lenin stole Valentine’s Day
"Aşkımmm, Sevgililer Gününde Rusya'ya Gidelim mi?" Hiçbir aklı selim kadın, eğer Rusya'da bütün ayakkabılarda %555 indirim, tüm kıyafetlerde bir alana 122 bedava, tüm beş yıldızlı otellerde bu seneki Sevgililer Gününde kalana seneye de bedava, Rus kayak hocalarının derslerinde yarı yarıya indirim ve eğer o gün Rusya'da bulunduğu tespit edilirse o erkeğin 2011-2012 Victoria's Secret defilesini seyredemeyeceğine dair yetkililerden söz ... Okumaya Devam et →
