Yapmayın böyle şeyler, sonra çizgi filmlerin sonunda oturup ağlıyorum ben… İkinci yazımı (da) Tarama Ucu’nda gördüğüm anda Görevimiz Tehlike filminin jenerik müziği eşliğindeki fitil ateşlenmesi gibi bir şeyler oldu kafamda. Kelimeler turnikelere koşan derbi maçı taraftarları gibi bir darboğazdan geçmek üzere hücum ettiler. Bu darboğaz kalemin ucu. Kelimelerin kafamda attıkları deparının hızına kalemimin hızı yetişemedi.... Okumaya Devam et →
MİZAH DERGİSİNE DUYGUSAL YAZI GÖNDERİLİR Mİ?
Gönderilir anacım. Gönderilir. Sen hiç dert etme. Hem bak ne diyor adamlar: "Tarama Ucu... klasik anlamda bir çizgi roman dergisi de değil, tam olarak mizah dergisi de..." (Dane dane ayrı de’leri var cümlesinde, cümlesindeee.) Saat sabahın 06.35’i. Normalde dürtseler kalkmam diyeceğim bir saat. Şeytan ya da daha sivri bir şey dürttü, uyandım. Tabii ki bir... Okumaya Devam et →
BENİM BABAM
Sanırım her şeyi baştan anlatmam, hafızalara bir re-start yapmam gerekiyor. Mesela salondaki sehpa/masamızın üzerindeki fotoğraflardan başlamalıyım. Babamın hayatındaki o ilk ve tek anları sabitlemiş olan resimleri ben bir araya getirmedim. Onlar inanılmaz bir şekilde bir kutuda bir aradaydılar ama bir fotoğraf blogu olmadığımız için koymuyorum. Hem zaten bilenler bilir babamı. Şimdiki halini bilenler, ben kendimi... Okumaya Devam et →
