Her gün işime gittiğim kırk kilometrelik yolun ortasında ağır ağır yürümekte olan kaplumbağayı görünce arabamı durdurdum. Ezilmesin diye yoldan alıp ulu köknar ağaçlarının arasına bıraktım. Ertesi gün yine aynı yerde aynı kaplumbağayı görünce, hayvanı yoldan almak üzere tekrar arabadan inerken “Ben tesadüflere inanmam,” dedim. “Bir polisiye yazarı için haklı bir söylem…” dedi kaplumbağa cevap olarak.... Okumaya Devam et →
URUSYA’YA ALTINDAN PASKALYA YUMURTASI GÖNDERSEK?
Konu komşudan altın-gümüş takı-tarak-diş ne bulabilirse toplamış, kucağına heybelemiş ayakkabılarını giyerken yakaladım. "Yahu babaanne dur nereye gidiyorsun?" diyemeden fırladı evden. Lafın gelişi tabii ki. Nereye fırlayacak yetmiş sekiz yaşındaki kadın? Şipidik terliklerimi ayağıma geçirip peşinden gittim. "Babaanne nereye gidiyoruz? Nefes nefse de kalmışsın..." "Çekil önümden!" diyor başka bir şey demiyor. Babaannemin güdümlü füze hali bu.... Okumaya Devam et →
ŞARKICI DA OLSA, GAVUR DA OLSA SAVUN, YETMEZ AMA SAVUN
Tutturdu ille de benim ahretliği göreceğim, diye. Ahretliğin nerede? Trabzon'da. Biz neredeyiz? İstanbul’da. Yahu babaanne kış var soğuk var. Ne işin var Trabzonlarda? Yazın gidersin. Yok ille de gideceğim. Babaannem bu. Laf dinler mi? Elli sene evvel karayoluyla Hacca giden dedem onu da götürmedi diye iki ineği satıp savıp evdeki diğer malları da gelini olan... Okumaya Devam et →
BİR KEBAPÇIDA İSABEL ALLENDE’YE AĞLANIR MI?
Niye dağların başındaki duman hep pare pare? Neden yol vermez o dağlar yare? Niye o zülüf hep dökülür yüze? Dersini almış da ederken ezber, neden sürme gerekmez sürmeli göze? Burnu fındık ağzı kahve fincanı da, alları ben giydim, sen giy kırmızıyı da, dane dane benlerini de gördük yüzünde, aynalı kemeri de vardı ince belinde. Söğüt... Okumaya Devam et →
GÖZLERİN DOĞMUYOR GECELERİME
Metafizik falan dedin de beni benden aldın biliyor musun? Matrix'ten girdik Avatar’dan çıktık a ve q harfleri. Yani ağaçlar filan sadece ağaç değil hepsi birbirine göbeğinden bağlı. E sen de haklısın. Kırmızı hapı mı istersin mavi hapı mı? Mavisi daha pahalı yalnız. O kadar ütopik konuşmaya başladık ki az sonra Dorothy, Teneke Adam, Korkuluk, Korkak... Okumaya Devam et →
SARMAN KEDİLER, ERKEK SARMAN KEDİLER VE TERK EDİLİŞLER
Yapmayın böyle şeyler, sonra çizgi filmlerin sonunda oturup ağlıyorum ben… İkinci yazımı (da) Tarama Ucu’nda gördüğüm anda Görevimiz Tehlike filminin jenerik müziği eşliğindeki fitil ateşlenmesi gibi bir şeyler oldu kafamda. Kelimeler turnikelere koşan derbi maçı taraftarları gibi bir darboğazdan geçmek üzere hücum ettiler. Bu darboğaz kalemin ucu. Kelimelerin kafamda attıkları deparının hızına kalemimin hızı yetişemedi.... Okumaya Devam et →
YANGINLI YAZI
Sonra annesiyle zorla misafirliğe götürülmüş ve misafir yanında konuşulacak konuları bitmiş ergen gibi kalakaldım. Sustum. Ben on beş yaşındayım. Gencim. Ergenim. Baharım. Her biriniz en az kırk yaşında ve bir ayağı çukurda olan sizlerle ne konuşabilirim ki? Annesiyle zorla misafirliğe götürülmeyen zamane çocukları bilmez. Büyüklerin en favori sorusu şudur: ‘Büyüyünce ne olacaksın kuzum?’ Bir bakalım... Okumaya Devam et →
MİZAH DERGİSİNE DUYGUSAL YAZI GÖNDERİLİR Mİ?
Gönderilir anacım. Gönderilir. Sen hiç dert etme. Hem bak ne diyor adamlar: "Tarama Ucu... klasik anlamda bir çizgi roman dergisi de değil, tam olarak mizah dergisi de..." (Dane dane ayrı de’leri var cümlesinde, cümlesindeee.) Saat sabahın 06.35’i. Normalde dürtseler kalkmam diyeceğim bir saat. Şeytan ya da daha sivri bir şey dürttü, uyandım. Tabii ki bir... Okumaya Devam et →
BİR KURBANIN BAKIŞ AÇISINDAN POYABİR 2023
Rami Kütüphanesi’nde bir araya gelen POYABİR üyeleri.. İstanbul Eyüp’teki Rami Kütüphanesi’ne gittim. Kadınlı-erkekli neşeli bir grubun önce genel kurul adı altında toplantısını izledim. Sonra da aynı grubun yine aynı yerdeki ödül törenine tanıklık ettim. Mesele şu ki, benim yüzümden toplanıyorlar. Ama benim adımı bile anmıyorlar. Ben kim miyim? Ben işte, ben. O hep yerlerde sürünen,... Okumaya Devam et →
