kendi kendime odaklanmam aldı uzun yıllarımı
oysa iyileştirmişti doktor çift gören damarlarımı
insan üşüyünce türküdeki gelin gibi cepte taşınmak istiyor
içi üşüyünce hiçbir parayla alınmış hiçbir palto ısıtmıyor
hiçbir iklimin kırağısı nemi çiyi kurumuş göz pınarlarını ıslatmıyor
bir şarkı dinledim sabah
seni böyle sevmek günahsa eğer/ben anadan doğma bir günahkarım
insan insanı severken ne de fazla yanılıyor
şiirlerle şarkılarla kendimizi avutamadık
ya çember hep dışımızda kaldı ya da biz çemberleri yaktık
gönlümüz hep başkalarına kaydı hasretinle hiç yanamadık
aşk için ölebilseydik o zaman aşk olacaktı maalesef hayatta kaldık
güz gülleri gibi değildik ama hiç bahar yaşamadık
ne güz ne güller istedik ikisi de çekti gitti hayatımızdan biz bir başımıza kaldık
doktorun yazdığı gözlüğü taktığımda sen beni gördün
gözlüğü sen taktığında ise ben seni
al senin olsun dedim sen gör hep beni
gözlüğü taktığın anda gözümden düştün
meğer gözümde büyüttüğüm saçma bir düştün
gözler kalbin aynasıdır dediler
gözlerinde bir kere görebilmem için
kalbimi yerinden sökmeme izin verdiler
nakil ambulansıyla gelen yetkililer
daha net görüntü almak için kalbinin değil
çanağının yerini değiştirecektin diye
beni öylece ortada koyup
kalpsiz bırakıp gülüp gittiler
alın bu h,a,r,f,l,e,r,i benden
kelimeleri koparın bedenimden
graft koyun bişi yapın yüzlerce dikiş atın
bildiğiniz bütün kapıları kapatın
sen de kapat gözlerini kimse görmesin
hiç kimse trafikte gözlerinden geçmesin
insan yaşadıklarını yazar da
yazacaklarını yaşar mı
küresel ısındığımız zaman evimi basacak sular
o çok uluslu şirketlere de taşar mı